Göz kuruluğuna ne iyi gelir
- 16 Haziran 2021
- 0 Beğenme
- 155 Görüntüleme
- 0 Yorumlar
Göz Kuruluğu Nelerden Kaynaklanır Ve Nasıl Geçer?
Bilindiği üzere, doğadaki tüm omurgalıların gözün arka boşluğunda, çeşitli bez ve lifler yardımıyla, gözlerin temizlenmesine ve nemlenmesine yardım eden, nitekim berrak ve tuzlu bir çeşit sıvı salgılanır. Buna gözyaşı denir. Gözyaşı, göz çukurlarında kayganlık sağladığı gibi, bazı bakteri türlerini de parçalayan enzimler içermektedir. Toz ve bunun gibi yabancı maddeleri yanağa veya gözyaşı kanalı vasıtasıyla burnun alt kısmına doğru sürükler.
Gözyaşı iki çeşit yoldan üretilir.
Birincisi, gözyaşının yavaşça ve dengeli bir hızdaki üretimidir. Bu yol, gözdeki stabil kayganlığı sağlar. Diğeri ise, gözün beyin tarafından uyarılmasıyla, üzüntü, sevinç, korku gibi yoğun ve doğal duyguların hissedilmesi sonucu, içinde bulunulan duygusal hallere cevap niteliğinde salgılanmakta olan gözyaşıdır. Çok gülme eğilimi, gözün aşırı kaşınması, esneme, ağrı çekme, kimyasal ve mekanik tahriş türleri gibi durumlarda gözyaşı salgısı artar.
Gözyaşının salgılanmasından birçok bez görev alır. Gözyaşını salgılayan ana bez ise, üst göz kapağının hemen üzerinde bulunur. Bu bez, yaklaşık 13-14 milimetre uzunluğundadır. Gözyaşını onlarca kanal yoluyla kapaklardan göz ucuna doğru taşıyan ve korneanın üzerinden dışa akıtan bu bez, refleksif olarak reaksiyon gösterir. Bir de, gözün konjonktive tabakasında ve göz kapaklarının hemen altında yüzlerce küçük bez mevcuttur. İşte bu bezler de, az önce bahsettiğimiz gibi gözyaşının sabit hızdaki ve az miktardaki gözyaşı üretiminde rol oynar.
Gözyaşı Tabakası
Gözün yüzeyinin pürüzsüz, kıvrımsız, kaygan olmasını sağlayan ve temizliğini garanti eden gözyaşı tabakası, kişinin gözünü kırpması sonucu meydana gelir. Net bir görüş açısı için gözyaşı tabakası gereklilik arz eder. Gözyaşı tabakamız 3 katmandan oluşmaktadır. Bu katmanların en dış kısmındaki, yağ katmanıdır. Gözyaşının buharlaşmasına engel olur ve gözyaşını gözün hemen üstünde tutar. Ortadaki göz katmanı su katmanıdır. Bu katman ise gözü bazı kirlerden temizler ve oluşabilecek enfeksiyonların önüne set oluşturur. Aynı zamanda gözün kurumasını da engeller. Son katman bulunan mukus katmanı, korneanın iç yüzeyindeki bozukluğu örter ve düzeltir. Ayrıca, gözyaşı tabakası için de bir çeşit taban işlevini görmektedir. Suyun gözün tüm yüzeyine yayılım göstermesini ve bu yüzeyin tamamının nemli kalmasını sağlar. Mukus katmanı olmasaydı, su yüzeye tutunup kalamazdı.
Gözyaşı tabakasının görevleri şöyle sıralanabilir:
- Dış dünyayla göz arasında bir bariyer görevi teşkil eder.
- Optik fonksiyonları sağlar, gözlüm camı niteliğindedir.
- Göz kapaklarının gözün üzerinde daha rahat bir şekilde kaymasına yardımcı olur.
- Gözün kurumasına engel olur.
- Mikropları yok edici niteliktedir, böylece olası herhangi bir iltihaplanmanın da önüne geçer.
- Yabancı cisimciklerin, tozun göze yapışmasını ve orada kalmasını engeller.
- Korneaya oksijen iletimi sağlar ve onu besler.
Göz Kuruluğu Nelerden Kaynaklanmaktadır?
Gözyaşı bezlerinin salgılama işleminde bir sorun meydana gelirse, gözün rahat bir şekilde temizlenmesi ve nemlenmesini sağlayacak asgari miktarda gözyaşı salgılanmaz ve gözün ön yüzeyinde bozulmalar meydana gelir. Gözün ön yüzeyi düzgün ve eşit şekilde örtülemez, oksijen geçişleri dengelenemez ve göz kuruluğu meydana gelir. Bu gibi durumlara, “kuru göz” de denir. Göz kuruluğu, doğru zamanda ve doğru bir şekilde tedavi edilmezse kronik enflamasyon rahatsızlıkları yaşanabilir ve kimi zaman görme bozuklukları bile görülebilir.
Yaşımız yükseldikçe gözyaşı üretimi düşmektedir: Kuru göz, her yaşta karşımıza çıkabilir ancak en sık yaşlılarda rastlanan bir sorundur. Çünkü yaş arttıkça kişinin gözyaşı üretimi azalmakla birlikte gözyaşı kalitesi de düşer.
Kadınlarda daha çok rastlanılıyor: Cinsiyetler açısından baktığımızda ise, göz kuruluğunun daha çok kadınlarda görüldüğünü söyleyebiliriz. Özellikle regl döneminde gözyaşında azalmalar meydana gelebilir.
Alerjik nedenler: Gözyaşını azaltan bir diğer faktör de, alerjidir.
Artriit ve göz kuruluğu: Artrit sorunu ile karşı karşıya olanların da diğer kişilere göre daha fazla düzeyde göz ve ağız kuruluğu yaşadıkları tespit edilmiştir. Kuru göz ve ağız kurulukları, artrit ile birleştiği zaman, ortaya “sjogren sendromu” denen sorun meydana gelir.